Harvard Üniversitesinde öğrenim görmüş tanınmış kişiler, tarihi, prestiji, başarıları, akademisyenleri ve fırsatları ile herkesin okumak için can attığı Harvard Üniversitesi bölümleri ve kabul şartları gibi her şeyi ele alıyoruz.
Harvard hakkında bilinmeyen, ilginç gerçeklerle dolu bu yolculukta, belki de bir gün bu prestijli kurumun kapılarını aralamak isteyeceksiniz. O zaman hayallerinizi daha da canlı tutacak Harvard'ın büyüleyici dünyasına bir adım atalım!
Harvard'ın öne çıkan başlıkları:
- Harvard’tan önceki adı “New Collage”di.
- John Harvard Heykeli ya da “Üç Yalanın Heykeli” mi demeli?
- John Harvard, üniversitenin gerçek kurucusu mu?
- Üniversite içerisinde canı isteyen fotoğraf çekemez.
- Harvard Üniversitesinde öğrenim görmüş tanınmış kişiler arasında dünya çapında tanınmış kişiler var.
- 17 milyon cilt kitap, eğitimin sınırsız olanakları arasında sunuluyor.
- Harvard Üniversitesinin eşsiz akademik programları var.
- Harvard Üniversitesi kampüs hayatı da oldukça ilgi çekici.
- İlklerin okulu Harvard
- Nasıl gireceğiz üniversiteye?
- Harvard için her şey sadece akademik başarı değil.
Harvard’tan önceki adı “New Collage”di.
1636 yılında Massachusetts Kolonisi'nin Yasama Meclisi tarafından kurulan üniversite, aslında bir kolej olarak başladı. İlk olarak "New College" adıyla kurulan bu eğitim yuvası, 1639 yılında, okula büyük bir bağış yapan John Harvard'ın onuruna "Harvard College" olarak adlandırıldı.
John Harvard Heykeli ya da “Üç Yalanın Heykeli” mi demeli?
Okulda yer alan John Harvard heykeli, “Üç Yalanın Heykeli” olarak biliniyor. Çünkü heykel, John Harvard’a benzemiyor. Hatta öyle ki John Harvard’ın yaşayan bir temsili bile yok.
John Harvard, üniversitenin gerçek kurucusu mu?
Herkes, Harvard Üniversitesi kurucusu olarak John Harvard’ı bilse de kendisi kurucusu değil. Her ne kadar heykelde “kurucu” yazsa da bu da doğru değil. Harvard, üniversiteye bile gitmemiş birisi ancak üniversitenin en büyük bağışçısı. Bu büyük bağış, John Harvard’ın mal varlığının yarısını ve 400’ün üzerindeki kitaptan oluşan kütüphanesini kapsıyor.
Üniversite içerisinde canı isteyen fotoğraf çekemez.
Üniversite hem mülklerini korumak hem de öğrencilere rahatsızlık vermemek için video ve fotoğraf çekimine izin vermiyor. Okul binalarının, tesislerinin, mülklerinin fotoğraflanması için önceden izin almak gerekiyor.
Eğlence ve ticari kullanım amacıyla tasarlanmış fotoğraf ve video çekimine de izin yok. Hatta bu konu hakkında detaylı bir politika da hazırlamışlar.
Harvard Üniversitesinde öğrenim görmüş tanınmış kişiler arasında dünya çapında tanınmış kişiler var.
Harvard Üniversitesi geleceğin başkanlarını yetiştiriyor lafı ne kadar klasik olsa da kocaman bir gerçek. Pek çok lider, yazar, bilim insanı ve sanatçı Harvard mezunu. Bunlardan bazıları:
- Barack Obama
- Rutherford Hayes
- George W. Bush
- John F. Kennedy
- Franklin Roosevelt
- Theodore Roosevelt
- John Quincy Adams
- John Adams
- Mark Zuckerberg
- Al Gore
- Natalie Portman
- Tommy Lee Jones
- Helen Keller
17 milyon cilt kitap, eğitimin sınırsız olanakları arasında sunuluyor.
Okulun öğretim üyeleri, benzersiz kütüphanesi ve kaynaklarıyla zenginleştirilmiş 3 bin 700’den fazla kurs hayal gücünü zorlayacak cinsten. Harvard Üniversitesi kütüphanesi ise dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olacak nitelikte.
17 milyon cilt, 88 km raf alanıyla öne çıkan kütüphanedeki kitapların hepsini tabii ki okumak mümkün değil ancak düşününce ulaşılabilen kaynak sayısı aklın sınırlarını aşıyor.
Dünya çapında nam salmış laboratuvarları ve araştırma merkezlerine de tüm öğrencilerin erişimi var. Bu sayede sadece okumakla kalmayan öğrenciler, akademik ve profesyonel gelişimlerini de okulda sağlıyorlar.
Harvard Üniversitesinin eşsiz akademik programları var.
Harvard Üniversitesi deyince akla gelen şeylerden biri de geniş bir yelpazede sunulan akademik programları ve yenilikçi öğrenim fırsatları. Üniversite, öğrencilerine sadece bilgi edinme şansı tanımakla kalmıyor aynı zamanda bu bilgileri gerçek dünya sorunlarını çözmek için uygulama imkânı da veriyor.
Harvard Üniversitesi bölümleri de dünya çapında herkese hitap ediyor. Tasarım enstitüsü, fen-edebiyat, işletme, hukuk, tıp, diş hekimliği gibi birçok alanda eğitim sunan okul, öğrencilere derinlemesine uzmanlık kazandırıyor.
Harvard Üniversitesi kampüs hayatı da oldukça ilgi çekici.
Harvard Üniversitesi bilgiler arasında kampüs hayatına da değinmeden olmaz. Sadece akademik mükemmellik sunmayan okul, öğrencilere zengin bir sosyal ve kültürel deneyim de veriyor. Konserlerden sanat sergilerine, tiyatro gösterilerinden konferanslara kadar pek çok etkinlik ile unutulmaz anlar yaşamak mümkün hâle geliyor.
Yüzlerce öğrenci kulübü ve organizasyonlar sayesinde de öğrenciler ilgi alanına uygun bir şey bulabiliyor. İlgi alanı olmayanın bile kendini bulacağı kulüpler sayesinde liderlik becerilerinin gelişimi de hedefleniyor. İşte okul gibi okul diyorsunuz değil mi, öğrencinin her şeyini düşünen.
Üstelik tüm bunları, dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilerle beraber yapıyorsunuz. Çeşitli kültürleri tanıma fırsatını tek bir yerde tanımak Harvard’ı öne çıkan diğer özellikler arasında sayılabilir.
İlklerin okulu Harvard
Harvard, ilk yıllarında yalnızca dokuz öğrenciye ev sahipliği yaparken, zaman içinde büyüyerek sayısız öğrenciye eğitim veren bir kurum oldu. Üniversite, 18. ve 19. yüzyıllarda Amerika'daki eğitim sisteminin şekillenmesinde önemli bir rol oynamakla kalmadı aynı zamanda birçok yeniliği de öncülük etti. Örneğin, ABD'deki ilk profesyonel hukuk programı ve ilk işletme okulu Harvard’a ait.
Harvard'ın tarihi, aynı zamanda Amerikan toplumundaki değişimlerle de iç içe geçmiş. 20. yüzyılın ortalarında cinsiyet ve ırk eşitliği konularında atılan adımlar, Harvard'ın politikalarını ve topluluk yapısını önemli ölçüde etkilemiş.
Günümüzde Harvard, dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilere ev sahipliği yaparak küresel bir eğitim merkezi olarak konumunu pekiştiriyor. Kuruluşundan bu yana geçen yıllar içinde Harvard, sadece bir eğitim kurumu olmanın ötesine geçerek, bilgi, kültür ve liderlik konularında dünyaya yön veren bir simge.
Nasıl gireceğiz üniversiteye?
Harvard Üniversitesi kabul şartları, hedefine bu okulu alanların en çok araştırdığı şeylerden biri olabilir. Üniversitenin dünya çapında sayılı kurumlardan biri olması da işleri biraz kızıştırıyor. Çünkü Harvard okumak denilen bir gerçek var.
Başarılı bir başvuru süreci için akademik yeterlilik oldukça önemli. Harvard, başvuranların lise not ortalamalarını, sınıf sıralamalarını ve aldıkları zorlu dersleri dikkate alıyor. Yüksek lise not ortalaması ve zorlayıcı dersler almak, akademik yeterliliğinizi göstermenin yanı sıra üniversitenin akademik zorluklarına uyum sağlayabileceğinizi de kanıtlıyor.
Standart test skorları hâlâ önemli bir rol oynuyor ancak Harvard bu skorları başvuranın genel profili içinde değerlendiriyor. Test sonuçlarının yanı sıra okul dışı aktiviteler ve liderlik deneyimleri de büyük önem taşıyor.
Harvard için her şey sadece akademik başarı değil.
Harvard, başvuranların sadece akademik başarılarını değil aynı zamanda topluma katkıda bulunma potansiyellerini ve karakter özelliklerini de değerlendiriyor. Bu nedenle spor, sanat, gönüllü hizmetler gibi faaliyetlere katılım ve bu alanlarda gösterilen liderlik, başvurunuzun güçlü yönlerinden biri olabilir.
Başvuru sürecinin bir diğer önemli yönü ise öneri mektupları ve kişisel denemeler. Öğretmenlerinizden ve danışmanlarınızdan alınan güçlü öneri mektupları, sizin akademik ve kişisel niteliklerinizi daha iyi anlatıyor. Kişisel denemeler, başvuranın benzersiz hikâyesini, hedeflerini ve tutkularını ifade etmesi için eşsiz bir fırsat.
Son olarak, Harvard Üniversitesinin başvuru sürecinde mülakatlar da önemli bir yer tutuyor. Adayın kişisel ve akademik niteliklerini daha iyi anlamak ve onlarla birebir etkileşime geçmek için fırsat olan mülakatlardan sonra başvuru sürecinin bu son aşamasında, adayların kendilerini iyi ifade etmeleri, motivasyonlarını ve Harvard'ta neden yer almak istediklerini açıkça belirtmeleri isteniyor.
Hayalinde Harvard olanlara şimdiden bol şans diliyoruz.
BONUS: Günümüzde her ne kadar yenilikçi özelliklerinden bahsedebilsek bile Harvard her zaman böyle modern bir yapıya sahip değildi. Ne yazık ki kadınlar, 243 yıl boyunca Harvard’ta eğitim göremedi.
1636 yılında kurulan okulda kadınlar, 1879 yılına kadar eğitim göremedi. Bu yıla kadar personel olarak görev alsalar da eğitim hayatında rol almaya başlamaları için epey bir süre geçti. 1918’de atanan Alice Hamilton ise Harvard Üniversitesine atanan ilk kadın oldu.
Öğrencilerin ilgisini çekebilecek, ders çalışma azmini arttıracak diğer içeriklerimiz: