Son yıllarda görsellik üzerine kurulu sosyal medya platformlarının kullanım yoğunluğunun artması ile birlikte özellikle de gençlerin kelime haznesi giderek daraldı. Her gün binlerce kelime kullanarak yazıyor ve konuşuyoruz ancak bu kelimeler çoğu zaman birbirine benzer basit yapılardan oluşuyor. Hiç düşündünüz mü, en son ne zaman şöyle ağzınızı dolduran ve dinleyenin kulağının pasını silen eski Türkçe bir kelime kullandınız?
Günümüzde kullandığımız Türkçenin İngilizce ile karışması gibi eski Türkçe dediğimiz kelimeler de Farsça, Arapça ve bazen Fransızcadan dilimize geçmiş oluyorlar. Ancak dil yaşayan bir yapıdır ve tüm bu yabancı sözcükleri kültüre entegre ederek onları ayrılmaz bir parçamız haline getirebilir. Gelin artık unutmak üzere olduğumuz ve hatta anlamını bile bilmediğimiz eski Türkçe kelimelerden bazılarına yakından bakalım.
Unutmak üzere olduğumuz eski Türkçe kelimeler ve anlamları:
- Hissikablelvuku
- Mamafih
- Pâyidar
- Vâkıf
- Tahayyül
- Münferit
- Tumturak
- Mütevellit
- Müşkülpesent
- Mütehassis
- Lâyetezelzel
- Muzır
- Efsunkâr
- Alicenap
- Perdebîrun
- Berceste
- Feveran
- Beyhude
- Mutabık
- Müteşekkir
- Şikemperver
- Namütenahi
- Amiyâne
- Beynelmilel
- Lafügüzaf
- Canhıraş
- Lalettayin
- Dilhun
Hissikablelvuku
Arapça bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen hissikablelvuku, öngörü ve önsezi anlamlarına gelmektedir. Son zamanlarda daha sık kullanılmaya başlayan bu kelime, henüz olmadan bir şeyin olacağını hissetmek anlamını taşır.
Mamafih
Osmanlıca bir sözcük olana mamafih, Arapçadan dilimize geçmiş bir sözcüktür. Bununla birlikte, durum böyleyken, buna rağmen gibi anlamlara gelmektedir. ‘...Mamafih, her yokuşun bir inişi var.’ şeklinde daha çok iki cümleyi bağlamak için kullanılmaktadır.
Pâyidar
Farsça bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen pâyidar kelimesinin ilk a harfi şapkalı yazılır ve okunurken yumuşatılır. Pâyidar; sonsuza kadar yaşayacak olan, ölümsüz, kalıcı, devamlı gibi anlamlara gelmektedir. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!” örneğinde olduğu gibi gibi kullanılır.
Vâkıf
Vakıf değil, vâkıf çünkü şapkalı yazılıyor ve okunurken yumuşatılıyor. Bilgisi olan kişi anlamına gelen sözcük ‘Konuya vâkıfım.’, ‘Konuya vâkıf mısınız?’ şeklinde kullanılmaktadır.
Tahayyül
Etimolojik olarak Arapça kökenli olan bu sözcük, hayal sözcüğünden türemiştir. Tahayyül; zihinde canlandırma, gözünün önüne getirme yani hayal etme anlamlarını taşımaktadır. ‘Bugünleri böyle tahayyül etmemiştim.’ şeklinde kullanılır.
Münferit
Tek, ayrı, kendi başına olan gibi anlamlara sahip olan münferit kelimesi, çok sık rastlanmayan anlamında da kullanılabilir. ‘Bunlar münferit olaylar.’ şeklinde kullanılabilir.
Tumturak
Pek çok kaynakta Arapça, bazı kaynaklarda ise Farsça olduğu söylenen tumturak kelimesi; ihtişam, gösteriş, görkem anlamları taşımaktadır. ‘Tumturaklı kutlamalar bize hiç uygun değil.’ şeklinde kullanılır.
Mütevellit
Arapça kökenli bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen mütevellit, bundan dolayı anlamına gelmektedir. ‘Çok kar yağdığından mütevellit geç kaldık.’ şeklinde kullanılmaktadır. Cümle içinde neden sonuç ilişkisi kuruyor diyebiliriz.
Müşkülpesent
Arapça ya da Farsça kökenli olduğu düşünülen müşkülpesent kelimesi; detaycı, zor beğenen, titiz gibi anlamlara sahiptir. ‘Onun müşkülpesent yapısı bütün işleri zora sokuyor.’ şeklinde kullanılabilir.
Mütehassis
Mütehassıs değil, mütehassis. Mütehassıs uzmanlık demektir, mütehassis ise duygulanmış, duygulanan ve duygulu gibi anlamlara gelmektedir. ‘Tüm bu yaşananlar yüzünde mütehassis oldum.’ şeklinde kullanılabilir.
Lâyetezelzel
Arapça kökenli bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen lâyetezelzel kelimesi, sarsılmaz ve güvenilir gibi anlamlar taşımaktadır. ‘Onun lâyetezelzel yapısı, düşmanın gözünü korkutuyor.’ şeklinde kullanılabilir.
Muzır
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu nedeniyle yakın tarihimizde adını sık sık duyduğumuz muzır kelimesi, zararlı anlamına gelmektedir. Neşriyat da yayın demektir. Kullanıldığı yere göre yaramaz, haylaz gibi anlamlara da gelmektedir.
Efsunkâr
Efsunkâr kelimesi, efsun kelimesinden türemiştir. Efsun, büyülü anlamına gelmektedir. Efsunkâr ise karşı konulmaz derecede etkileyici anlamına sahiptir. Bir kadının güzelliğini nitelemek için kullanılabilir.
Alicenap
Alicenap kelimesi en temel anlamıyla cömert demektir. Bu anlam daha sonra onurlu, şerefli gibi yeni anlamlarla zenginleşmiştir. Ancak günümüzde daha çok pinti, cimri gibi anlamlarda kullanıldığı görülüyor. Yani sözcüğün kullanım alanına göre iğneleyici bir anlama sahip olabilir.
Perdebîrun
Farsça kökenli bir kelime olan ve dilimize buradan geçen perdebîrun; açık saçık konuşan, edep yoksunu, utanmaz, terbiyesiz gibi anlamlar taşımaktadır. ‘Senin bu perdebîrun hareketlerin herkesi rahatsız ediyor.’ şeklinde kullanılabilir.
Berceste
Farsça kökenli bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen berceste; güzel, latif, seçilmiş, değerli gibi anlamlara sahiptir. Bir kadın ismi olarak kullanılabileceği gibi bu özelliklere sahip bir kadını nitelendirmek için de kullanılabilir.
Feveran
Arapça kökenli bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen feveran; kaynama, coşma, fışkırma gibi anlamlar taşımaktadır. Fevri davranışlar sergilemesi beklenen kişiler için de kullanılabilir. ”Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak bizde çok eksik.” örneğindeki gibi kullanılabilir.
Beyhude
Farsça kökenli bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen beyhude; yararı olmayan, anlamdan yoksun, boşa uğraş gibi anlamlara gelmektedir. ‘Bugüne kadar gösterdiğin tüm çaba beyhudeydi.’ şeklinde kullanılmaktadır.
Mutabık
Arapça kökenli bir sözcük olan ve dilimize buradan geçen mutabık; uzlaşma ve anlaşma gibi anlamlara gelmektedir. ‘Gördüğümüz kadarıyla hepimiz bu konuda mutabıkız.’ şeklinde kullanılabilir.
Müteşekkir
Teşekkür ederken kullanılan müteşekkir kelimesinin tam anlamı; teşekkür eden, teşekkür borcu olan kişi demektir. ‘Tüm bu yaptıklarınıza müteşekkirim.’ şeklinde kullanılır.
Şikemperver
Bir sıfat olan şikemperver kelimesi; boğazına düşkün, yemek yemeyi seven, yemek yemekten zevk alan kişileri nitelemek için kullanılabilir. ‘Şikemperver olduğu için kilo almasına şaşmamalı.’ şeklinde kullanılabilir.
Namütenahi
Arapça kökenli olan ve dilimize buradan geçen namütenahi sözcüğü, mütenahi kelimesinin olumsuz halidir. Mütenahi demek sonsuz, ucu bucağı olmayan, nihayeti olmayan demektir. Başına gelen na eki, olumsuzluk ekidir. Yani namütenahi demek, sonu olan demektir.
Amiyâne
Arapça ya da Farsça kökenli olduğu düşünülen âmiyâne kelimesi; basit, sıradan, bayağı gibi anlamlar taşımaktadır. Kullanıldığı yere göre kabaca ya da kibarca anlamlarına da gelmektedir. ‘Âmiyâne tabirle söylemek gerekirse bu tam bir saçmalık.’ şeklinde kullanılabilir.
Beynelmilel
Yakın zamana kadar siyasetçilerimiz tarafından sık sık kullanılan beynelmilel sözcüğü, uluslararası demektir. “Atatürk’ün hayalindeki ülke, beynelmilel kültürü benimseyen bir Türkiye.” örneğinde olduğu gibi kullanılır.
Lafügüzaf
Farsça kökenli bir sözcük olan ve dilimize buradan gelen lafügüzaf kelimesi, boş laf anlamına gelmektedir. ‘Bu tehditler hep lafügüzaf.’ şeklinde kullanılmaktadır.
Canhıraş
Farsça kökenli olan ve dilimize buradan geçen canhıraş kelimesi; yürek paralayan, tüyler ürpertecek kadar korkunç gibi anlamlara gelmektedir ve üzücü durumlar için kullanılır. ‘Onun canhıraş çığlıkları unutulacak gibi değil.’ şeklinde kullanılabilir.
Lalettayin
Arapça kökenli olan ve dilimize buradan geçen lalettayin kelimesi, sıradan ve herhangi bir gibi anlamlar taşımaktadır. “Lalettayin bir mart gününün lalettayin bir pazartesi…” örneğinde olduğu gibi kullanılabilir.
Dilhun
Bir sıfat olan dilhun; içi kan ağlayan, kederli, üzüntülü, acı çeken kişileri nitelemek için kullanılabilir. “Ne zaman kıbleye dönsem dilhun / Seni bir mahfede pûyan görürüm” örneğinde olduğu gibi kullanılabilir.
Unutmak üzere olduğumuz ve hatta anlamını bile bilmediğimiz eski Türkçe kelimelerden bazılarını listeleyerek kısaca anlamlarını örnekler üzerinden anlattık. Elbette bu liste çok daha uzun olabilirdi. Listemizde olmasını istediğiniz eski Türkçe kelimeleri yorumlarda paylaşabilirsiniz.